Aslında bir çocuğun özgüvenle, kendi kendine yeterek yetiştirilmesi için onların gözleriyle dünyaya bakarak destek vermek değil mi bir ebeveynin görevi.. Yıllardır çocuk yetiştirirken tek klavuzum "Onların gözüyle dünyaya bakmak" oldu hep.. Onlar için her yaptığım şeyde, her yaklaşımımda odağım hep bu cümle oldu.. Bu yöntemle, çevrelerince hep mutlu ve özgüvenli olarak etiketlenen iki çocuk yetiştirdim ilk günden itibaren..
Montessorinin temelinde de bu var.. Tüm montessori etkinliklerine açıp baktığımda aslında benim yıllardır yaptığım şeyleri görüyorum..Ama benim anlamadığım ebeveynler neden bu kavramı hayatımıza yeni girmiş gibi dillendiriyor??
Montessori gelmeden önce, biz çocuklarımızın gözünden bakamıyor muyduk dünyaya da o geldikten sonra evi ona göre düzenlemeyi konuşur olduk??
Kendi işini görebilmek, kendi kendine yetebilmek, ev işlerinde sorumluluk alabilmek, 2 taştan oyun yaratabilmek, el becerilerini geliştirmek Montessori'den önce de vardı.. Bunlar yeni kavramlar değil, ama ne hikmetse bunlar hayatımıza sanki Montessori ile birlikte girmiş, yeni duymuş gibi davranıyoruz.. En basiti dizlerinizin üzerinde tüm evinizi bir dolaşın, en temel ihtiyaçlarınız olan su içme, tuvaletinizi yapma, elinizi yıkama, kurulama gibi şeylerin hangilerini rahatlıkla yapabiliyorsunuz?? Yapamadığınız her bir şey için çocuğunuzu bir başkasına bağlı ve ihtiyaçlarının hep başkaları tarafından karşılanacağına alıştırarak büyütüyorsunuz demektir.. Birşeyi kendi başına yapabiliyor olmanın özgüveninden ve mutluluğundan mahrum bırakarak aynı zamanda.. Sırf bu gözlemi yapmak için bile herhangi bir eğitim akımına ihtiyaç olduğunu düşünmüyorum..
Çocukların gözüyle dünyaya bakarak, kendinizi onun yerine koyarak, ilaveten öğrenme, merak etme, sorma, sorgulama ihtiyaçlarının bilincinde olarak yaptığınız, verdiğiniz herşey Montessoriyi oluşturuyor aslında.. Montessori için çok uzaklara gitmeye, paralı etkinlik araştırmaya, anaokulu aramaya gerek yok bana göre.. Montessori kelimesinden önce, tercih edeceğiniz yerin ya da etkinliğin çocuklara bakış açısı, yaklaşım mantığı sorgulanmalı bence.. Yoksa artık ticari bir kelime olarak kullanılan Montessori yi göstermelik birkaç uygulamayla pazarlamak öyle kolay ki..
Bize gelince.. Bugüne kadar Montessori üzerine ne yapabilirim diye bir kere araştırma yapmamış olmama rağmen, çocuklarım giyinmelerinden tuvaletlerine kendi işlerini görme, ev işlerinde bulaşık makinesi boşaltmadan çamaşır asmaya kadar yardımcı olma, bahçe çapalamadan yaprak toplamaya evdeki hayvanların beslenmesine kadar sorumluluk alma, sık sık evdeki materyallerden yaptığımız değişik aktivitelerde kesmeden yapıştırmaya takmadan çıkarmaya gruplamadan ayırmaya el becerilerinin yüksek olması, günlük hayatta yaptığımız dikkat oyunlarıyla detayları kaçırmama; müzik, yabancı dil, bilim, dans, matematik, resim konularında oyunlarla sonsuz keyif alarak meraklarını giderme konusunda yaşıtlarına kıyasla epey yol aldıklarını görüyorum..
Tek yaptığım şey o küçücük bedenlerin yerine kendimi koyarak onların gözleriyle bu kocaman dünyaya bakmak oldu ilk günden itibaren..
İşte o zaman onlara gerçek anlamda yardımcı ve destek olabildim..
Montessoriye karşıyım gibi bir yanlış anlaşılma olmasın lütfen, aksine benim çocuklarımı yetiştirme felsefemle birebir örtüşüyor kendisi.. Sonuçta yıllardır çocuklarım için yaptığım herşey aslında Montessori nin bir parçası şu anda bakıyorum da.. Ama özellikle şunu vurgulamak istiyorum: Montessori temelinde kendi kendine yetebilecek bir çocuk yetiştirme FELSEFEsi.. Bu felsefeyi anlamadan, altını doldurmadan üzerine Montessori Montessori diye ortalıkta dolaşmak doğru gelmiyor bana..
"Bizim çocuk montessori eğitimi alıyor" hava atmasında kullanılmaktan çok daha ötede çok daha derin bir felsefe.. Çocuğunu anlama, onu tanıma felsefesi.. Dışarıdan parayla satın alınacak, internette aranacak değil; içeride, çok yakında, çocuğunla senin aranda olması gereken bir felsefe..
Sadece anlatmak istediğim bu..
Bu kadar konuşmuşken günlük rutin etkinliklerimizden bugünkü mesela:
9 Şubat 2017 Perşembe
Montessori Çılgınlığı..
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder