Bu yazıyı çok uzun süredir yazmak istiyordum, hep araya birşeyler girdi..
Geçen yaz yaptığımız bu keyifli turu yapmak isteyenler için gezi notlarımı bu yazın başında paylaşıyorum ki bu yaz için faydalanmak isteyenler faydalanabilsinler.. En başta şunu belirtmeliyim ki çadır kampı gözünüzü korkutmasın, biz bu turu biri 5 aylık diğeri 2.5 yaşında iki çocukla yaptık..
İhtiyacınız olan tek şey iyi kamp ekipmanları.. Hepsini detayıyla yazacağım.. Son yıllardaki tatillerimiz daha doğaçlama daha doğaya yönelik olmaya başladıkça çocukları da buna alıştırmaya başladık.. Balayı yıllarımız dışında tatil köyünde tatil yapmadık hiç.. Rezervasyon yaptırıp tatile çıkmadık.. İlk çocuğuma 6 aylık hamileyken arabayla 2 hafta balkan turu, kızım 8 aylıkken baştan sona arabayla ege akdeniz turu, kızım 2.5 yaşında ve oğlum 5 aylıkken arabayla baştan sona karadeniz turunda da bu böyleydi.. Çadırımız hep yanımızdaydı.. Kalacak bir oda bulamadıysak bir kamp alanında çadırımızı kurduk, kamp alanı yoksa bir odada kaldık.. İkisini de bulamadığımız, ortada kaldığımız olmadı hiç.. Sadece kızım 1.5 yaşında ve oğluma 3 aylık hamileyken düşeşe bulduğumuz Benelux turunu kaçırmak istemedik, oda, uçak ve transferlerinden faydalanıp yine bireysel takılarak tabii.. Turlara dahil olmak hiç bize göre olmadı, biz hep gittiğimiz yerin popüler yerlerinden ziyade sokak aralarına, kültürüne inme isteğinde olduğumuz için belki..
Balkan turu gezi notları ile ilgili ayrı bir yazı yazacağım, ama önce karadeniz turunu detayıyla anlatayım:
Çadır kampı çocukları otel odasına kapatmamak yönüyle çok önemli bence.. Ayrıca otel odasında akşam uykusuna yatan çocuklarla gününüz bitmek zorunda kalıyor, ama çadırda onlar uyuduktan sonra mis gibi havada istediğiniz kadar keyfinizi yapabiliyorsunuz, eğer bizim gibi keyifçi bir çiftseniz.. Ayrıca çocuklar için müthiş bir sosyal ortam oluyor kamp alanları, sabah "anne bak güneş uyandı" deyip çadırın fermuarını çekmesiyle kendini dışarı atan kızım diğer çadırların çocuklarıyla oyuna dalmış oluyordu bile biz kahvaltıyı hazırlarken.. Otelde onlara böyle bir ortam sunamazsınız.. Kaldı ki tüm gece tertemiz havada uyuyan bedenler fazla uykuya gerek duymadan zinde bir şekilde uyanıyorlar, bu harika birşey..
Şunu da belirtmeliyim ki biz kamp alanları dışında hiç kalmadık, "şurada birkaç çadır varmış biz de atıverelim" deyip tesisi olmayan hiçbir açık alanda kalmadık.. Sanıldığının aksine bu işe gönül vermiş, kamp kültürünü yaymaya çalışan öyle iyi tesisler var ki inanamazsınız.. Yurtdışında kamp kültürü çok daha iyi bir seviyede evet.. Türkiyede kamp olayına "ucuz tatil" gözüyle bakan kesim bu işin bir kültür olduğunu anlarsa çok daha fazla yol katedilecektir eminim..
İyi kamp ekipmanlarından bahsetmiştim, marketten alma çadırla, evden alma yatakla yorganla olmaz bu iş.. İyi ekipmanınız olursa hem kurulup toplanmanız pratik olur, hemde komforunuz üst seviyede olur.. Bizim ekipmanlarımız:
Çadır için kolay kurulum, havalandırma ve güneş geçirmeme özelliği konfor açısından çok önemli..Quechua 2 seconds fresh&black 3 kişilik çadır kullandığımız son çadırımız.. 2 seconds özelliği çadırın kılıfından çıkarıldığında kendini atarak kendi kendine 2 saniyede kurulmasını sağlıyor, çıta geçirme derdi falan yok, inanılmaz bir şekilde saniyeler içinde kurulmuş oluyor.. Havalandırma pencereleri çok iyi tasarlanmış.. Gönlümüzü fetheden özelliği ise dışının beyaz içinin siyah yapılarak, dışarıdan güneş ışığını yansıtıp çadırın ısınmaması, siyah kısımla ise içerinin karanlık olması sağlanarak sabah tepenize dikilen güneşe inat uyku konforu sağlaması oldu.. Daha önce bu markanın 2seconds xl air modelini kullanmıştık.. Koyu renk olmadığı için ya gölge bir yere kurmaya çalışıyor ya da üzerine koyu renk bir örtü atıyorduk.. Son aldığımız çadırla bu sıkıntı ortadan kalktı.. Decathlondan 259 tl ye aldık..
Yatak konusunda 3 kişilik şişme yatak kullanıyoruz biz, el pompasıyla 3-4 dakikada şişiyor.. Otomatik pompa da kullandık ama efektif bulmadık.. Yatağı Hepsiburadadan 90 küsür liraya almıştık bestway marka..
Yatak için örtü kısmına gelince, normalde Quechua markasının güzel kamp yatağı örtü setleri var uyku tulumu şeklinde, ama 3 kişilik yatak için böyle bir set yok ne yazık ki.. Bu nedenle ben 2 adet Quechua camping 20 derece uyku tulumu aldım tanesi 50 liraya Decathlondan, içine yatabildiğiniz gibi tamamen açıp örtü şeklinde de kullanabiliyorsunuz ayrıca 2 tulumun birleştirilme özelliği de var, ek olarak kılıfının içini eşya ile doldurup yastık da yapabiliyorsunuz.. Yastık ve örtü konusunu tek üründe çözmüş olduk yani.. Yatak üzerine yaymaya bir de uyku tulumuyla aynı renk nevresim ayarladım, seti tamamladım..
Çadır ve yatak dışında el pompası ve ışığa ihtiyacınız olacak.. Pompayı intex marka aldık 30 tlye, daha önce söylediğim gibi otomatik olanlar iyi çalışmıyor.. Işık konusunda ise Quechua yı tek geçerim yine, küçücük bir pille çalışan, ister çadıra asılan ister sabit durabilen, gece lambası modu da olan bu ışık gerçekten çok kullanışlı.. Decathlondan 33 tlye aldık..
Ocak konusunda ise elektrik kullanabildiğimiz kamp yerlerinde kumtel tek gözlü elektrikli ocağımız elimiz ayağımız.. Bunu sadece kamp için değil otel gibi yerlerdede sıkça kullanıyorum, öyleki kendisiyle pariste tarhana pişirmişliğimiz vardır:) çocuk olunca konu yanımdan erişte ve tarhanamı asla ayırmıyorum seyahatlerimde.. Elektrik olmayan yerler için de ya da yol üstü yemek molaları için de nurgaz troya kamp ocağı kullanıyoruz..
Bir de çadırınızın altına yaymak için branda türü koruyucu almanız gerek, herhangi bir nalbura kestirebileceğiniz gibi bizim gibi decathlondan da alabilirsiniz..3x4 m zemin örtüsünden almıştık biz 60 tl gibi bir fiyata.
Bunların dışında bir de katlanan sandalye ve masaya ihtiyacınız olacak.. Belki plaj şemsiyesine de..
Kamp ekipmanımız tamamsa gelelim karadeniz güzergahında kaldığımız kamp alanlarına:
*Amasra Çakraz Dolunay Camping'in yanındaki Kamp Alanı: Dolunay Campingi pek sevmedik, hem kalabalık hem de fazlaca ticari geldi bize.. Onun yan tarafındaki alana açılmış ve ismini hatırlamadığım yeni camp yeri hem daha tenha hem de daha samimimi geldi bize, tam bir aile işletmesiydi.. Tesisin daha çok eksikleri var ama yeri enfes.. Çakraz zaten çok güzel bi yer..
*Sinop Martı Camping: Kamp işine gönül vermiş biri bu kadar mı iyi tesis kurar, kendine ait kumsalı, her çadırın başındaki elektrik istasyonları, özel mutfağı, tertemiz duşları, tuvaletiyle avrupadaki kamp yerleriyle yarışır cinsten.. Türkiyede şu ana kadar gördüğüm en iyi kamp yeri diyebilirim..
*Ünye Gülen Camping: En iyi manzaraya sahip kamp yeri, ağaçlar altına seyir terasına kurduğunuz çadırınızdan tüm deniz ayaklarınızın altında.. Eksikleri olsa da kumsalı ve denizi harika..
* Keşap Düzköyaltı Kamp Yeri: Mola amaçlı girip konakladığımız tesis.. Daha çok plaj olarak kullanılan tesisin kamp alanı biraz zayıf..
* Uzungöl UDSAG Kamp Alanı: Uzungölün kalan tek yeşili sanırım burası.. Uzungöl ne kadar yağmalandıysa burası bi o kadar başınızı nereye çevirseniz yeşili göreceğiniz, müthiş bir ambiansa uyanabileceğiniz bi yer.. Eksikleri var ama semaver çayı, sucuk ızgarası, dağcı sporcu aydın beyin samimiyeti, eşsiz manzarası yetiyor..
*Ayder Camping: Ayder yaylası tam bir ticarethaneye dönmüşse de burada da kalabileceğiniz bir kamp yeri var, genelde gençlerin takıldığı dipdibe çadırların kurulduğu samimi bir sosyal ortamı var..
Artvin Karagöl görülesi enfes bir yer.. Kamp kurabileceğiniz bir alan da mevcut ama kamp alanı tesisi olmadığından ve arabayı çok uzakta bırakmak zorunda kalacağınızdan dolayı tavsiye etmiyorum.. Gidin görün sadece ama kalmayın..
Bu kamp alanlarının ücretleri ya kişi başı 15-20 tl ya da çadır başına 30-40 tl, yani 50 tlyi geçmez gecelik..
Bunlar dışında da çok fazla kamp yeri bulabilirsiniz internet üzerinde,bunlar bizim kalıp tecrübe ettiklerimiz.. Biz de bunları yolda internet üzerinden bulduk.. Hangi bölgede kalmayı planladıysak o bölgede arattık..
Karadeniz bölgesi görülmesi gereken yerleri internet üzerinden kolaylıkla bulabilirsiniz, biz amasradan batuma kadar gittik görülmesi gereken her yerini geze geze..
Asıl ben size internet üzerinden kolay kolay bulamayacağınız bir konuda tavsiye vermek istiyorum, Lezzet Durakları..
İki amatör gurme olarak her zaman gittiğimiz yerin en iyi ama en fabrikasyon olmayan lezzetini tatmaya çalıştık eşimle.. İnsan kaynayan fabrikasyon tesisler değil küçücük eski bir dükkanda bulduğumuz bir lezzetti bizi bazen saatlerce sokak sokak aratan.. Sora sora bula bula ne lezzetler ekledik yine damak tadımıza bu karadeniz turunda da..
-Bafra Pidecisi Turan Usta: Ne yapın edin bafraya kırın direksiyonu ve turan ustanın kapalı kıymalı pidesinden yiyin.. Bugüne kadar pide yememişim diyeceksiniz, hele hele istanbuldaki bafra pideleri kır pidesi kalır yanında.. Samsunun neredeyse tüm ünlü pidecilerinde yemiş biri olarak turan usta açık ara önde..
-Giresun Espiye Kukul Pide: Pidede 2. Sıraya oturdu bizde, mutlaka denenmeli..
-Trabzon Ayasofya Müzesi Cafesi: Karadeniz lezzetlerini layıkıyla tadabileceğiniz bir yer.. Turşu kızartması, Muhlaması, kara lahana sarması enfes..
-Trabzon Kalkanoğlu Pilavcısı: Enfes bi lezzet, pilavı erkenden bitirip kapatıyorlar bilginiz olsun..
-Hamsiköy Sütlaççısı Murat Usta: Sütlaç sevmem falan demeyin, bu başka bişey..
- Komaroğlu Akçaabat Köfte : Akçaabat köfteyi yol üzerindeki fabrikasyon tesislerde yemeyin sakın, nihat usta cemil usta körfez falan hepsi fabrikasyon.. Yerel halkın tercih ettiği çarşı içindeki komaroğluna gidin, gerçek akçaabat köfteyi tadın, ayranı ve piyazıyla yok böyle bir köfte diyeceksiniz.. Sonra isterseniz o kadar yemenin üzerine yeriniz kalırsa bir de yol üstündeki o ünlü!! yerlerde deneyin bakalım komaroğlunun yanından geçiyor mu.. Ben açıkçası akçaabatta köfte yediğini sanan o tesislerdeki kalabalığa üzülüyorum gerçekten..
- Uzun Saçlının Yeri Bolaman/Perşembe: Tüm aksiliğine rağmen yol üstü keyif duraklarından bir tanesi.. Mutlaka mola verilmeli, ama biraz beklemeyi göze alın, her gelen için yeni demleniyor çay kişiye özel demlikte.. Daha girerken kaç tane içeceksiniz diye soruyor uzun saçlı, ona göre demliyor, daha çok ya da daha az içmek yok bilginiz olsun..
-Vonalı Celal Bolaman Yolu /Perşembe: Taptaze balığı ve manzarası enfes, özellikle günbatımında gidin..
- Giresunda Kümbet yaylasına çıkın, aynı zamanda restoran hizmeti veren kasapların birine dalın ve yayla hayvanının enfes lezzetine bakın..
- Çayeli Hüsrev Kurufasülye: Kurufasülye pilav enfes, bir de turbo adını verdikleri sütlaç üzeri kadayıf denenmeli..
- Zonguldak Devrek Simit: Taş Fırından bol bol alın, yolda tadına doyamayın:)
-Artvin Karagöl Yolu Aile İşletmeleri: çay bahçelerine nazır seyir teraslarında mutlaka çay ve muhlama keyfi yapın..
-Ordu Tostu mutlaka denenmeli, bizim aldığımız kafenin adını hatırlayamadım, ama bizim yaptığımız gibi yapabilir, orada yaşayan halka en iyi nerede yiyebilirim diye sorabilirsiniz..
- Fırtına Deresi Osmanlı Restoran: Kırmızı benekli alabalık, muhlama, mısır ekmekleri, turşu kızartmaları, taş köprü mazarası, ambiansı harika..
Upuzuuunn bi yazı oldu ama umarım böyle keyifli bir rotaya direksiyon kırarsınız bu sezon..
Ne iyi yapmışsınız, paylaşım için çok teşekkürler.
YanıtlaSil5 ve 1 yaşında iki çocuk annesi olarak çadırla tatil fikri hoşuma gitti ama benim börtü böcek korkum var biraz. Ne bileyim çadıra girerse, gece çocukları sokarsa falan? Bu konuda neler söyleyebilirsiniz? :)
Börtü böceğin çadıra girme şansı yok, çadırın her yeri fermuarlı.. Kaldı ki altına bir de zemin örtüsü yayarak kuruyorsunuz çadırı.. Çadırda değil ama dışarıda dolaşırken daha dikkatli olmak lazım.. Uzun pantalonlar, kapalı ayakkabılar giydirilirse risk azalır.. Bir de organik solüsyon var buzz diye sivsinek kovucu olarak geçiyor, diğer haşereler için de etkili olabilir..
SilTekrar merhaba sinek kovucu olarak iki senedir Bella B Buzzy Bee kullaniyoruz. icerigi nasil yorumlarsaniz sevinirim☺
YanıtlaSilİnternette bulduğum içerikse temiz gözüküyor..Lemongrass, Sedir Ağacı, Okaliptüs, Citronella ve Soya Fasülyesi Yağları, Aloe Vera değil mi.. elinizde ürün varsa kontrol edebilir misiniz bundan başka girdisi var mı, koruyucu falan??
Silçok güzel bir yazı olmuş..teşekkürler
YanıtlaSil