22 Kasım 2013 Cuma

Neyi Nereden Alıyorum??

 İlk günden bu yana hep doğal ürünleri tercih ettim kızım için, ticari kaygıyla koruyuculara bulanmış market raflarından birşey alıp vermedim hiç.. Doğalını bulamadıysam da hiç vermedim.. O gelmeden önce de bu böyleydi, kendi ekmeğimi kendim yaptım hep, yoğurdumu da öyle.. Doğal ürünlerle ilgili çok araştırdım, çok sorguladım.. Çokta hesap yaptım.. İnanın ilk bakışta pahalı gelen doğal ya da organik ürünler kullanarak uzun vadede her şekilde karda oluyorsunuz.. Özellikle de herşeyin kimyasal kaynadığı  bugünlerde sağlığınız açısından..

İpek Hanım Çiftliği: Tam da benim bakış açımla dünyaya bakan, bilinçli bir şekilde üreten, doğalı bozan yok eden herkese inatla direnen, kafa tutan bir bayan Pınar Kaftancıoğlu..Çiftliği gidip görene kadar da rahat bir şekilde sipariş veriyordum ama sonrasında daha da bir içime sindi herşey.. Bünyesinde istihdam yarattığı bir sürü köylünün titiz bir şekilde ve tüm samimiyetleriyle çalıştıklarını gördükten sonra hele.. Ben sebze-meyveden, peynir zeytine, tereyağından sütüne, unundan pekmezine, cevizinden kuru meyveye, sabundan sabun tozuna neredeyse çoğu şeyi buradan sipariş veriyorum.. Gelen mis gibi sütten yoğurtlar, tereyağlar, ekşimikler, kefirler yapıyorum.. Çeşit çeşit undan çeşit çeşit ekmekler deniyorum.. Her gelen sipariş kolisini hep aynı heyecanla ve hep aynı Pınar Teyze'sine teşekkürle açıyoruz, iyi ki varsın, iyi ki bu işi yapıyorsun diyerek..

Ekoorganik: Beylikdüzündeki dükkanları ile avrupa yakasında yakınlarındaki ilçelere evlere servis yapıyor ya da internet üzerinden kargo ile sipariş verebiliyorsunuz.. Ben ıslak mendil, pamuk, şampuan, bebek bezi gibi kozmetik ihtiyaçları buradan sipariş veriyorum.. Elta adanın sucuk ve Eti'leri yine favorim.. Gerçekten çok hızlı ve titiz çalışıyorlar..

C&A: Yürüme döneminde evde ayakkabı giydirmenin olumsuz yanlarından dolayı kaydırmaz çorap ön plana çıkıyor ihtiyaç olarak.. Bu anlamda da C&A nın çoraplarından çok memnun kaldık..

Giysi Alışverişi: LCW, Benetton, Gap, C&A, Mothercare, Mavi, Trenyol tercih ettiğim markalar arasında.. Özelllikle Trendyol, Mavi ve LCW ürünün sonuna kadar arkasında durarak müşteri memnuniyeti konusunda aştıklarını her fırsatta göstererek gönlümü kazanan markalar.. Bu periyotta kara listeye aldığım da 3 marka oldu.. Koton, Zara ve Markafoni bir daha asla alışveriş yapmayacağım markalar.. Ürün ile ilgili bir sıkıntı yaşamadan o markanın müşteriye bakış açısını göremiyorsunuz maalesef..

Bunlar dışında market alışverişimiz olmuyor hiç.. Tuvalet kağıdı ve kağıt havlu gibi ürünler için belki bir tek.. Onları da organik olarak bulamadığımdan.. Konu açılmışken değinmeden geçmeyeyim, bu sektör de aslında tehlike saçıyor.. Bebek bezlerinde bahsettiğim gibi tüm ağartılmış ürünlerin klorsuz olması gerek sağlık açısından.. Ama maalesef Türkiye'de bu şekilde üretilmiş kağıt havlu ya da tuvalet kağıdı bulmanız mümkün değil.. Sorsanız neden yok diye, klorsuz proseslerin pahalı olduğunu söyleyecekler, insan hayatı çok ucuzmuş gibi.. Market alışverişine geri dönecek olursak bunu gururla söylüyorum ki ticari kaygıyla raf ömrünü uzatmak için kimyasalların basıldığı, tadını beynimiz daha iyi algılasın diye en basit ürünlere bile kansorejen aroma arttırıcıların gözü kapalı eklendiği, parlak dursun diye parafinin sürüldüğü hiçbir market meyve sebzesini evimden içeri sokmuyorum.. Markettekinin 2 katı fiyatına alıyorum belki sebzemi meyvemi ama 100 lira alışveriş için girilen marketten, ihtiyaç dışı görülen her ıvır zıvırı alarak 200 liraya çıkıldığı gerçeği düşünülürse aynı para gidiyor aslında.. Birinde 1 kat sağlıklı ürüne, diğerinde 2 kat sağlıksız ürüne..Benim 2 katı fiyata ama doğallığına güvenerek aldığım ürünler o kadar kıymetli ki.. Ziyan edilemeyecek, çöpe gitmeyecek kadar değerli.. Marketten poşetlere doldura doldura alınıp sonra da çürütülüp çöpe gidenlere inat benim evime giren ürünlerin değeri emeği kıymeti sonuna kadar bilinir.. En önemli kısmı da bu işi layıkıyla yapan insanlara destek olmuş oluyorum, bu işi daha da uzun süre yapabilmeleri için.. Param,  ticari kaygıyla daha uzun süre dayansın, daha fazla yapsın diye meyve sebzeye kimyasal bastıran, üreticiyi bunu zorlayan, sonrada malını üç kuruşa alıp şehirde 5 liraya satan ve bunu normalmiş gibi gösteren tüccar kafasındaki aracıların cebine gitmiyor en azından.. Onların seçtiği bu yolu desteklememiş oluyorum..Şunu aklımızdan hiç çıkarmamak gerekiyor, biz neyi talep edersek onlar onu vermek zorunda..  Organik kelimesi bile öylesine ticarileştirildi ki, emin olmadığınız organik yerlerden alışveriş yaparken dikkatli olun.. Son olarak uzun vadedeki yani sağlık açısından kazancı anlatmama gerek yok sanırım, tabi ki zaman ne getirir bilinmez ama göz göre göre gelen tehlikeye de göz yumulmamalı düşüncesindeyim.. Ben sonuna kadar böyle yapacağım.. Paranoyaklaşmadan ama herşeyin farkında olarak.. Koruyamadıklarım mutlaka olacaktır, ama kutarabildiğimi kurtarma telaşında olacağım her zaman..

4 yorum:

  1. her gönderinizi tekrar tekrar okuyorum emeğinize sağlık

    YanıtlaSil
  2. İpek hanim ciftligini sizden ogrendim ve bi de oradan alis veris yapiyoruz. Ancak gelen sebzeler o kadar buyuk ki herkes benimle dalga gecmeye basladi.
    Salatalik kabak kadar
    Brokolinin ustu tamamen ciceklenmis.
    Misir sekerli. (Asla eski tohum olamaz bu dedi dedem.)
    Bezelyelerin icini bir aciyorsun... Taneleri o kadar büyümüs ki etrafindaki kabugunu yarmis. Bebegime yediremedim kabuklarini cikarmadan. 8aylikti o zaman yutamitordu.
    ...

    Egzama kremi,pisik kremi,pirincleri,ekmekleri,yaglari cok guzel. Ancak sebzeleri toplamak icin cok bekliyorlar. Devasa boyuta gelince topluyorlar ve bence bu hic iyi bir sey degil. Cunku kabak ve salataliklarin kocaman kocaman cekirdekleri vardi. Bu yuzden yine bebegime yediremedim.

    Siz de boyle sorunlar oldu mu acaba?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu konuda bir genelleme yapamıyorum, bazen çok taze çok körpe de geldiği oluyor bazende büyük ve çok olgun olabiliyor.. kabak, bezelye, salatalık ve brokoliden örnek verecek olursam, küçük küçük körpe hallerini de çok gördüğümü söyleyebilirim..5 yıldır düzenli bir şekilde sipariş veririm ayda 1 ya da iki kez.. siparişlere göre toplanıyor olabilir belki.. şunu yapabilirsiniz, sebze listeye yeni girdiği zaman bol bol verin siparişi yemeklik sebzeyse, gerekirse dondurucuya atın, daha sonrasında verilen siparişlerde olgun gelme ihtimali artar diye düşünüyorum.. Çiftliğe de bir yazın isterseniz..

      Sil

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...