18 Temmuz 2017 Salı

Bir Çocuk Odasında Uyumaya Nasıl Alıştırılır??

Cevabı aslında çok basit: Doğduğu günden itibaren odasında uyutularak..
Bu konuyla çok karşılaşır oldum, çok fazlaca da soru aldım.. Yazmak istedim o yüzden..
Aslında çocuk sahibi olmadan önce daha çevremde sıkça gözlemlediğim bir durumdu bu.. Doğumla birlikte annenin bebeğini alarak kendi yatak odasında uyumaya alıştırması ve sonrasında çocuk büyüdükçe artık kendi odasında uyusun çabaları..
Bebeğin bir defa yatak odasında uyumasını birçok açıdan riskli bulurum.. Bunları zaten burada saymaya gerek yok..
Bu nedenle ben doğdukları günden itibaren hep odalarında olmalarını sağladım.. İlk zamanlar sıklıkla ben de yanlarındaydım.. Dünya bizim yatak odasının değil onların odalarının etrafında dönüyordu evde.. Hamilelik döneminde süslenip püslenip hazırlanmış, sonrasında ıssızlığa terkedilmiş bir oda değil sürekli evin merkezindeki bir odaydı odaları.. Sabah gün orada başlıyor, aralarda nereye gidilirse gidilsin akşam gün orada son buluyordu onlar için.. En önemlisi de anne baba hep ulaşılabilir durumdaydı, hep yanlarında hep odalarında hissediyorlardı.. Böylece daha bebekken benimseyip, ait hissetmişlerdi odalarını..
Sonraları ufak ufak çekilmeye başladım kendi odama doğru.. Süreç sorunsuz bir şekilde tamamlanmıştı.. Akıllarından bir kere bile yatak odasında uyumak geçmedi, böyle bir ihtimale hiç gerek duymadılar çünkü.. Bize sarılıp uyumak istedikleri her zaman biz misafir olduk yataklarına, bazen hala tuvalete kalktığımda yatağıma dönmem kıvrılır sokulurum o mis kokuların yanına.. Birlikte geçebilecek hiçbir fırsatı kaçırmamaya çalışırım, onların da bir birey olduklarını unutmadan ama, kendi özgürlük çemberlerini daraltmadan, üstlerine çökmeden, bize bağımlı yapmadan, kazandıkları bu değerin özgüvenini yaşama keyfini onlardan çalmadan..
Korkuları da oldu bazen, yanlız yatmak istemedikleri de, canavarlar gelir endişesi de.. Korkularını, öfkelerini utanmadan saklamadan başka nedenler gösterip arkasına sığınmadan net bir şekilde ifade etmelerini istedik hep.. Hepsinin insani duygular olduğunu vurguladık.. Hepsinin bir çözümü olduğunu da.. Çözümleri ODALARINDA hep birlikte olarak bulduk, alıp yatağımıza götürüp odalarından kaçırarak değil.. Şimdi artık biliyoruz ki bizimle uyumak istiyorlarsa bu tamamen sarılıp uyumak için, korkular vs gibi başka nedenler için değil.. Bunu net bir şekilde hissettiriyorlar.. Biz de bu fırsatları hiç kaçırmıyoruz.. Bu konuda müthiş bir karşılıklı güven oluşturduk aramızda.. Bilirlerki hep yanlarındayız, bilirlerki herkes kendi yataklarında.. Normali bu, aksi akıllarına bile gelmez.. Hiçbir zaman katı kurallarla, onları yalnız bırakarak, ağlatarak bir uyku eğitimi vermedim, hep sevgiyle sabırla odalarında bekledim uyuyana kadar.. Gece gık dediklerinde yanlarında bittim, her kontrole kalktığımda usul usul hep yanlarında olduğumu fısıldadım.. Ertesi gün, gece kaç kere yanlarına gelip onları ne pozisyonlarda gördüğümü, neler söylediğimi anlattım hep kocaman kocaman dinleyen o gözlere bakarak.. Biz yanlarında uyumasakta hep yanlarında olduğumuzun mesajını verdik böylece.. ilgi zaten hep üzerlerinde olduğu için ilgi çekmek için hiçbir ekstra davranışa, yalana, mazarete hiç gerek duymadılar..
Bazı akşamlar değişik misafirleri olsa da genelde "uyku arkadaşı" ilan edilen oyuncaklarının da çok katkısı oldu odalarını, yataklarını bu kadar çok sevme konusunda.. Kendi özelleri oluştukça yalnız yatma isteği de artıyor.. Anne ve babadan daha keyifli uyku arkadaşlarının olabileceğini biliyorlar.. Daha da keyifli yanı o uyku arkadaşlarının tüm sorumluluğu onlarda, üstünü örtme, yastığın altına konan minik oyuncakların sabaha kadar kaybolmaması vs.. Bu sorumluluk duyguları onları hem daha keyifli hem de daha güçlü yapıyor.. Hep söylerim, herşeylerini siz yaparak kendi başlarına başarmanın yaşatacağı özgüven duygusunun keyfini onlardan çalmayın..
Maalesef ki günümüzde çoğu anne bunu yapıyor.. Çocuğunun yerine yapıyor, onun önünden giderek ortamı hazırlıyor, arkasından giderek dağıttıklarını topluyor, onun yerine konuşuyor, onun yerine karar veriyor..
Uyku konusu da böyle.. Önce anne değil, önce annenin ne istediği değil, önce annenin daha rahat olabilmesi değil, önce çocuk olmalı odak.. İlk zamanlar kurtuluş gibi gelen yatak odasına çocuğu alıştırmak uzun vadede her iki tarafı da mutsuz edeceği gerçeğini unutmamak.. Unutmayın elinizdeki hamurun dünyadan haberi yok, siz nasıl yoğurursanız öyle şekillenecek.. Son söz olarak:
"Onu sizin dünyanıza sokmayın, siz onun dünyasına girin.." Her anlamda ama..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...