27 Ağustos 2015 Perşembe

"Anne Cips Al" Değil, "Anne Cips Yap" Diyen Bir Çocuğum Var :)

Evimizdeki rutin günlük hayatımıza market raflarından herhangi bir abur cuburun girmediğini daha önceki yazılarımda da belirtmiştim.. Tabii dışarıdaki çocuklarda gördükçe, gezmelerde önümüze konduğu zamanlarda da gözünde ulaşılmaz olmasın, daha da kıymetlenmesin diye gördüğü istediği zamanlarda da engel olmadım hiç ona.. Ama eve alıpta durduk yere aklına getiren de ben olmadım hiç.. Her zaman evde dışarıdakinin daha keyiflisini yaparak gözünün sürekli dışarıda, market raflarında olan bir çocuk olmasını engellemekti amacım, birinin elinde gördüğümde "benim annem daha güzelini yapıyor" dedirtebilmek çocuğuma.. Cipsle de eninde sonunda tanışacaktık ama 1.5 yaşında yaptığımız Benelüx turunda yan koltuğumuzda oturan ablanın sürekli Pringles yemesi ilk vesilemiz oldu.. Cips camiasının en az katkılı cipsi olan Ruffles ile cevap vermeye çalıştık o kriz anlarında.. Aklınızda bulunsun Pringles, Doritos gibi markalar monosodyum glutomat dahil birçok katkı maddesi içeriyor. Ruffles ise patates, yağ ve tuz dan oluşuyor. Tabii yağın ve patatesin kalitesi yine sorgulanması gerekenlerden ama katkı maddesi içermediğini söyleyebilirim.. Market rafından alınan her abur cuburda üretim yerlerinin temizliği de mutlaka düşünülmeli çocuğa alınırken.. Bazen duyuyoruz maalesef ki paketlerden farklı şeyler de çıkabiliyor.. Tüm bunları düşünürsek çocuğunuza kafanız rahat yedirebileceğiniz, hem de markete gitmeden çabucak hazırlayabileceğiniz çok basit birşey evde patates cipsi yapmak..

Bunun için ihtiyacınız olan sadece 3 şey var: patates dilimleyici, patates ve yağ :)

Ben aşağıdaki gibi bir patates dilimleyici kullanıyorum, kağıt inceliğinde kesiyor patatesi.. Evinizde yoksa mutlaka edinin..


Patatesi tüm sebzelerimi aldığım ipek hanım çiftliğinden alıyorum..

Son olarak zeytinyağı.. Zeytinyağını tüm yok etme, diğer taraftan tüm fabrikasyon yağları ön plana çıkarma çalışmalarına inat mutfağımda her yerde kullanıyorum zeytinyağını.. Burada özellikle dikkat edilecek şey yine fabrikasyon bir türü olan riviera zeytinyağından kaçınmak.. Zeytinyağını ilk üreticisinden, yerel halktan almak lazım.. Alırkende zeytin ağaçlarına tavuk çiftliklerinin artıklarının gübre olarak atılıp atılmadığı ve zeytin yağı elde edilirken sıcak su proseslerinin kullanılıp kullanılmadığını sorgulamak gerekiyor.. Bu ikisinin olmaması şart sağlıklı bir zeytinyağı için..

Şimdi geldi en kolay aşamaya.. Eve doğal patates ve zeytinyağı tedarik etmek evde cips yapmaktan çok daha zor biliyorum..

Sonrası basit: doğra patatesi, at kızgın bol yağa, çok kızarmadan altüst ederek al.. İşte sonuç:






24 Ağustos 2015 Pazartesi

Emzirmeden Kesme..


Başından beri isteğim bebeğimi iki yaşına kadar emzirebilmekti.. Emzirme konusunda her zaman kararlı oldum, doğumundan iki yaşına kadar da hiç pes etmedim.. Ne koşullarda ne şartlarda ne ortamlarda emzirdim.. Hele hele tam emzirme hazırlığındayken uyuyup kaldığı zamanlarda onun vücut pozisyonunu bozmadan, onu uyandırmadan emzirmeye çalışmalarım tam bir komediydi, şekilden şekile vücudumla bir amuda kalkmadığım kalmıştı çoğu zaman.. Oğlumla birlikte emzirme konusunda artık üçüncü yılımı dolduruken iyice de ustalaşmıştım artık.. Emzirdiğim asla anlaşılmadan ister bir cafe ister plaj hangi ortam olursa olsun sütümden hiç mahrum bırakmadım onları, dur şurdan bi çıkalım da öyle emziririm diye hiç bekletmedim.. Kızımı emzirme konusundaki bu kararlılığım oğluma hamile olduğumu öğrendiğimde de devam etti.. Hamileyken emzirme konusunda çok fazla olumsuz rivayet olsa da ciddi bir şekilde araştırırsanız bunların hiç birinin aslının olmadığını göreceksiniz.. Tek risk 20. haftadan sonra rahim kasılmalarını tetikleyebileceğinden erken doğum olma ihtimali.. Buna dikkat edildiği sürece herhangi bir sakınca yok.. Süt iyi gelmez söyleminin de aslı yok, sadece hamilelik esnasında sütün tadı değişeceği için çocuğun kendiliğinden bırakma ihtimali var ki bu da zaten nasıl bıraktıracağım diye düşünen bir anne için avantaj.. Benim şansım kızımın 2. yaşının hamileliğimin 20. haftası civarına denk gelmesi oldu.. Dolayısıyla 20. haftaya kadar doya doya emzirdim kızımı, o günlerde ikinci yaşını doldurmasıyla da emzirmeden kesme periyodunu başlattık.. İlk kural bu konuda çok kararlı olmak gerekiyor.. Bu sürece girdikten sonra geri adım atmamak en önemlisi.. Psikolojik açıdan bu dönemde bebekten çok annenin zorlandığını söyleyebilirim.. Anne için bu sürecin anlamı bir ayrılık çünkü.. O nedenle önce annenin kendisini sağlam bir şekilde hazırlayıp, bebeğinin karşısında kararlı durması gerekiyor ki bebekte aynı kararlılıkta cevap verebilsin.. Öncelikte kesin bir tarih belirlemek gerekiyor, yoksa mutlu mesut devam eden bu süreci sonlandırmak için sürekli ertelemeler, sürekli bir kaçış hali boy gösterebilir.. Bunun için ikinci doğumgünü belirlenebilir.. Benim için bu süre belliydi, ikinci çocuğuma hamileliğimin 20. haftası, diğer taraftan da şansa kızımın ikinci doğumgünü.. Emzirmeyi bıraktırma ortamı olarakta ona sürekli süt saatlerini anımsatacak rutin günlük ortamında değil de tatil, uzun kalmalı annaanne babaanne ziyaretleri gibi periyotlarda rutin düzenden kopacakları için süt saatlerini kolay kolay aramayacaklardır.. Özetle rutin ortamından çıkarak daha kolay emzirmeyi bıraktırabilirsiniz.. Tarihi ve ortamı belirledikten sonra gelelim ona anlatma konusuna.. Ben kararlı bir şekilde artık memede sütümüzün bittiğini, bundan sonra sütü anne gibi baba gibi bardaktan içeceğini anlattım ona.. Olumlu ya da olumsuz herhangi bir tepki vermedi önce.. Ona emmeyi çağrıştıracak açık yakalı kıyafetler yerine daha kapalı yakalı tişörtler giymek, emmenin aklına geleceği rutin saatleri varsa o saatlerde değişik aktivite ya da oyunlarla emmenin aklına gelmemesini sağlamak, emmek istediği zamanlarda da ona ilk söylediğiniz nedeni yine aynı kararlılıkla tekrarlayıp dikkatini keyif alacağı başka yöne çekmek, daha sık sevgi göstermek, daha sık sarılmak en etkili yöntemler.. Biberon gibi yöntemleri de yine emmeyi çağrıştıracağı için önermiyorum.. Nasıl olacak bakalım diye içimde milyonlarca soru işareti taşırken iki günde bırakmıştık bile emmeyi.. Emmeyi bu kadar seven bir cocukken tahmin ettigim kadar aramamis, sormamisti bile.. Siz ne kadar kararlı ve sevgi dolu olursanız süreçte o kadar kolaylaşıyor.. Sonuçta onun bilmediği bir sürece onu siz itiyorsunuz, o ne yapacağını bilmezken ona kılavuzluk, rehberlik yapan kişi siz olacaksınız.. O sizin gözlerinizde bir kaygı görürse başta size sonra kendine güvenemez.. Size güvenmesi çok önemli.. Hep onun yerine koyun kendinizi, ben hep öyle yapıyorum.. Böyle kararlı bir sürecin ardından ben olsam gelen kardeşi emziren bir anne görmek istemezdim karşımda, ona olan tüm güvenim sarsılırdı, buradan yola çıkarakta ikinci çocuğumu kızımın yanında emzirmedim hiç, onun beni emdiğinden hala hiç haberi yok.. Artık memeden değilse de o süt bardağın içine giren anne sütüyle devam ediyorum yine kızıma anne sütü vermeye.. Sabah akşam çaktırmadan sağdığım sütlerden ona her verişimde tadından belki bilinçaltı hatırlıyordur o günleri ama dışa vurulmuş birşey yok emdiği günleri hatırladığına dair.. Süreci başarıyla geçtik..
Son olarak söyleyeceğim: Biraz dikkat biraz empati ile çocuklardan çok büyük sonuçlar alıyorsunuz bunu hiç unutmayın..
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...