29 Haziran 2015 Pazartesi

Fiyat Performans Olarak En İyi Ürünlerden : King Su Isıtıcı / Çaydanlık

Cam su ısıtıcımız bozulunca yenisi arayışına girmiştim, her ne kadar su ile temas eden gövdede plastik bir kısım olmasa da su ile temas etmeyen kapağın plastik olması istemediğim birşeydi.. Fırsat bu fırsat hazır değiştirme şansım varken şöyle herşeyiyle içime sinecek sağlık açısından tertemiz bir ürün araştırmasına başlamıştım bile.. Cam ya da paslanmaz çelik malzeme olmalıydı yine.. Çok ürün inceledim, gerek mağazalarda, mağazalarda bulamadığımı da eve sipariş vererek.. Sonunda istediğim ürünü buldum.. Piyasadaki ürünlerin neredeyse tümünde ister cam olsun ister paslanmaz çelik hepsinin mutlaka bir yerinde plastik bir parça var, gerek kapağında, gerek kulp montaj yerinde, gerekse su seviyesi göstergesinin monte edildiği yerde.. Sadece king marka su ısıtıcıda tertemiz bir ürün karşıma çıktı.. Bildiğiniz paslamaz çelik çaydanlığı elektrikli bir standın üzerine oturtmuşlar.. Hem çaydanlık olarak hem de su ısıtıcı olarak kullanılabiliyor.. Sıcak tutma özelliği mevcut.. Hacim olarak hem demliğin hem de çaydanlığın kapasitesi oldukça büyük.. Demliğin içindeki süzgeç diğer çoğu markada plastik iken bunda yine paslanmaz çelik.. Bu süzgeç sayesinde bitki çayı hazırlamak çok pratik.. Kapaklar yine paslanmaz çelik, çoğu marka gibi plastik değil.. Alttaki çaydanlığın ayrı bir kapağı mevcut, yani demliği kullanmadan sadece su ısıtıcı olarakta kullanılabiliyor.. Başta ben bunu ayrı kullanırım, lazım oldukça demliğini kullanırım dediysem de demliğin pratik kullanımı nedeniyle demliği hiç kaldırmadım, hiç ayırmadan iki parçayı da aktif olarak kullanıyorum.. En güzel tarafı da oturduğu stand dışında hiç bir plastik parçası yok.. Bu kadar artı özelliği barındırmasına rağmen, piyasadaki benzer diğer ürünlere göre fiyatı da tatmin edecek boyutta.. Mağazalarda 160 TL civarı fiyatı varken ben n11 üzerinden 106 TL ye aldım, kargo da bedava.. Kırmızı seçeneği de aklımda kalmadı değil:)









11 Haziran 2015 Perşembe

Gelen Kardeşi Kıskanmayan Çocuk Mümkün mü?


Elbette mümkün.. Kıskançlık çok güçlü bir duygudur, bir çocuğun ruhunda derin yaralar açabilir, dahası olumsuz davranışlarla sonuçlanabilir.. Kıskançlık bu işin doğasında var, çocuk bunu da yaşamalı yaklaşımına da asla katılmıyorum, bu bana işin en kolay kaçışı gibi geliyor.. Oysa çocuğun bu süreçte yaşaması gereken daha da güçlü bir duygu var: Kardeşlik duygusu.. Anne babanın çocukta bunu ön plana çıkartacak bir yaklaşım sergilemesi gerekiyor sadece.. Biz bunu başardık, yaptığımız tek şey onu çok iyi gözlemleyip kendimizi onun yerine koyarak davranışlarımıza yön vermek oldu.. Biraz dikkat ile mükemmel sonuçlar aldık..
Hamileliğim esnasında kardeş ile ilgili herhangi bir söylemde bulunmadık kızıma.. Yaşının küçük olmasının avantajını da kullanmış olduk.. Kardeş geliyor konuşması yapmak kafasında farklı şeyler kurmasına, hayatında ciddi bir değişiklik olacağı konusunda kaygıya kapılmasına neden olabilir diye düşündük.. Kocaman karnıma birlikte sürdüğümüz kremler esnasında bile ne olduğunu anlamamıştı, sanırım onun gibi çok yediğimde karnımın kocaman olduğunu düşünmüş olmalı:) Aktif bir hamilelik geçirdiğim için kızımın hiç bir ritüelini bozmadan keyifle geçirdik hamilelik sürecini de, kızım hiçbirşeyin farkında değildi, benim istediğim de tam olarak buydu..
Hastanedeki doğum sürecini de iyi bir şekilde atlatabilirsek gerisi kolaydı artık..
Hastaneden kızım için ayrı bir oda talebinde bulunmuştuk psikolojinin olumsuz etkilenmemesi için, doğumun geceye gelmesi de şansımız oldu.. Kızım ayrı odada sevdiği aile büyükleri ile birlikte uyurken ben doğuma girip çıkmıştım bile.. O uyanana kadar ilk emzirme gibi bebekle geçecek tüm seramonileri de rahatça halletmiş olduk.. Ertesi gün kızım uyanıpta yanıma gelip beni yatakta serumlarla görünce hasta olduğumu, serumların ilaç olduğunu ve hemen iyileşeceğimi anlattım ona.. Onun yanında bebeğimizi hiç emzirmedim, kucağıma almadım.. Sepette olan bebeği gösterdik ona, ne kadar tatlı değil mi dedik.. Çok sevmişti, beybi adını taktı ona, gidip gidip dokunuyordu.. Aslında daha ilk anda kabullenmişti o, anne baba tavrı bozuyor aslında gidişatı.. Büyük bir olaymış gibi değil, usul usul aslında hep varmış gibi hayatına sokmak istiyorduk.. Hastane sürecinde eşimle çok iyi paslaştık, benim bebekle başbaşa geçireceğim emzirme gibi zaman dilimlerinde onlar oynamaya çıktılar hep, bebeğe ilginin çok olduğu o ilk ziyaretçi dakikalarında da hep dikkatini başka yöne çektik.. Hastane sürecinde tek üzüldüğü şey benim serumlarla yatıyor olmamdı, bunu hissettiğim an ayağa kalktım serumumu alıp babasıyla birlikte yatan kızımın yanına sokulup yattım.. Ertesi sabah hastane modundan çıkmaya kararlıydım, üzerimdeki gecelikleri çıkardım, güzel bir şekilde giyinip ayağa kalktım, serum da çıkınca tam olarak 1 gün bile yatakta yatmadan ayaklandığımı söyleyebilirim sezeryan ameliyat sonrası.. Eve gidişte bebeği yanımıza almamızı hiç yadırgamamıştı kızım, oysa ne tepki vereceğini çok merak etmiştim birlikte arabaya binince, beybi de bizimle eve gelecek dediğimizde mutlu olmuştu..
Eve geldiğimizde dikkat ettiğimiz dört önemli şey vardı artık, ilki yanında hiç bebeği emzirmemek.. İkincisi kızımın kardeşten önceki ritüelini hiç bozmamak.. Üçüncüsü abla kelimesini hiç kullanmamak.. Dördüncüsü ise bebeği severken ikili diyalog yerine büyük çocuğu da dahil eden üçlü diyaloglar kurmak..
İlk konu ile ilgili olarak şunu söyleyebilirim ki kızımı iki yaşı dolana kadar emzirdim ben, öyle ki hamileliğimin beşinci ayına denk geldi bırakışım.. Çokta iyi denk gelmişti, iki yaş ile beş ay durumu.. Beşinci aydan sonra erken doğumu tetikleyebileceği için önerilmiyor çünkü emzirmek.. İki yaşı tam da beşinci ayda doldurmuştuk.. Yani diyeceğim o ki daha dört ay önce bırakmıştı emmeyi, çok tazeydi daha, o nedenle yanında hiç emzirmeyeceğim kararı almıştım kendi kendime.. Oğlum şu anda 4 aylık, hala daha yanında hiç emzirmedim kızımın..
İkinci dikkat ettiğimiz şey ise ritüelini bozmamaktı..Bugüne kadar evin odağı oydu, parka çıkmak, oyun oynamak gibi gün içinde belli ritüelleriniz vardı.. Bir defa bunun devam etmesi gerekiyordu.. Kardeşten önce onunla ne sıklıkla vakit geçiriyorsak kardeşten sonra da aynı şekilde devam ettik ki kardeşin gelmesinin ondan birşey çalmadığı mesajını alabilsin.. Aldı da, keyfi çok yerindeydi..
Üçüncü dikkat ettiğimiz konu ise abla kelimesini hiç kullanmama kararını almış olmamızdı eşimle.. Abla ebeveyn rolünü üstlenmeye müsait bir kelime.. Kızım her ne kadar konum itibariyle abla olsa da, nihayetinde o küçükcük bir çocuk daha.. Birini sorumluluk anlamında ön plana çıkarıp abla yapmak yerine  ikisine de kardeş kelimesini vurguluyoruz sık sık..
Dördüncü olarak ise bebeğin ihtiyacı olan ilgiyi sevgiyi ona gösterirken büyük çocuğu kenara yanlızlığa itmek yerine onu dahil eden diyaloglar kurmak, bebeğe sen ne tatlısın demek yerine büyük çocuğa dönüp baksana bebek ne kadar tatlı demek büyük çocuğu çok olumlu yönde etkiliyor..
Doğasında var kıskanacak tabi sözlerinin aksine evde müthiş bir tablo var şimdi.. Neden göz göre psikolojisi bozulsun ki.. Sadece biraz dikkatle çok büyük sonuçlar aldık biz.. Öyle ki doğum öncesi tek tük başlayan konuşması sekteye uğramaz inşallah gelen kardeşle birlikte diye düşünürken, kardeşten sonra patır patır konuşmaya başladı kızım.. Tuvalet eğitimini gelen kardeş nedeniyle ötelemiş olmama rağmen kardeş sonrası kendiliğinden bezi bıraktı, şaşkınlıkla izler oldum artık evdeki gelişmeleri..
Bir çocuğu kazanmak aslında o kadar da zor değil.. Ama kaybetmek çok kolay.. Bunu unutmamak lazım..

Mutlaka Bir İlkyardım Çantanız Olsun

Çocuklu bir hayatta olmazsa olmazınız bir ilkyardım çantası olmalı.. İlk müdahale anlarında elinizin altında tutacağınız, her yere giderken yanınıza alabileceğiniz büyüklükteki bir ilkyardım çantası panik anlarını krize dönüşmeden geçirmemizi sağlayacaktır.. Bunun için küçük bir makyaj çantasını ilk yardım çantası yapmanız işinizi fazlasıyla görecektir.. Benim yıllar önce avondan aldığım makyaj çantasını ilkyardım çantası yaptık biz ve nereye gidersek gidelim asla yanımızdan ayırmıyoruz.. İlkyardım çantasında olması gerekenleri paylaşmadan önce daha önceki bir yazımda da paylaştığım gibi dondurucuda bulunduracağınız soğuk ped vurma, çarpma gibi kazalarda ilk müdahalenizi yapmanızı sağlayacaktır..

Şimdi gelelim çantada olması gerekenlere:

Vurma, Çarpma, Morluk, Şişlik için: İlk olarak yukarıda bahsettiğim gibi ilkyardım çantasında taşıyamadığımız dondurucudaki soğuk ped ile müdahale yapıyoruz biz.. Soğuk pedi dokundurtmak istemeyen çocuk için, pedi dokundurup 10 a kadar sesli ve muzip bir şekilde sayıp işi oyuna çevirmek ve aralıklarla bunu tekrarlamak ilkyardımı kolaylaştırıyor.. Öyle ki bizim küçük prensesimiz ufacık bir yerini çarptığında bile "buuuz buuzz" diyerek dolaba gidip kendi alıp koyuyor buzu sayarak:) Soğuk ilkyardım gerçekten önemli.. Ardından gerekirse Arnica krem sürüyoruz biz.. Arnica yağı da kullanılabilir..

Kanama, Açık Yara için: Öncelikle kanama durmuyorsa suya kesinlikle tutmadan, ıslatılmış bir temiz bez yada disk pamukla baskı yapıyoruz biz ilk etapta.. Sonrasında antiseptik bir solüsyon ile o bölgeyi temizliyoruz..  Bunun için de çantamızda minik bir batticon ya da aynı sefa yağı bulunduruyoruz.. O bölgeyi kapatmak gerekebilir diye de bir küçük paket sargı bezi, gazlı bez, flaster, yara bandı her daim yanımızda.. Minik bir şişe kantaron yağı yaraların iyileşme sürecini hızlandırdığı için o da çantamızın olmazsa olmazı.. Bunun için Furacin merhem de bulundurulabilir..

Ateş için: Çocuğu soymaktan başka ve topuk ya da sırtını defne yağı ile ovmaktan başka hiç birşey yapmıyorum ben.. Ateş düşürücü de kullanmıyorum.. Piyasada kansorejen koruyucu içermeyen bir ateş düşürücü yok çünkü..Bu konu ile ilgili ayrı bir detaylı yazı da yazacağım.. Ateş için minik bir şişe defne yağı ilkyardım çantamızda olmazsa olmazımız..

Burun akıntısı için: Coldmix ve okyanus suyu işimizi görüyor..

Öksürük için: Ayakların altını ovmak için Vicks, çayını yapmak için minik bir paket hatmi çiçeği, ayva yaprağı olmazsa olmazımız.. Çok zorda kalırsak ki hiç kalmadık bi eczaneden masum içerikli prospan şurup alınabilir..

Yanık için: Madecassol krem ya da lavanta yağı.. Silverdin özellikle önermiyorum, paraben içeriğinden dolayı..

Böcek Isırıkları için: Lavanta yağı ya da karbonatlı su hazırlamak için minik bir paket karbonat ilk yardım çantamızın vazgeçilmezleri..

Bunların yanında batan cisimleri çıkarmak için cımbız,makasa ek olarak disk pamuk, termometre..

Kazalarda doğru malzeme ile ilk müdahale, sakin bir tutumla ilk yaklaşım oldukça önemlidir.. Bunun için çocuk sahibi bir insan olarak her an kazalarla karşılaşılabileceği gerçeğini göz önünde bulundurup ilkyardım eğitimi almamış olsanız bile mutlaka ilkyardım nasıl yapılır konulu yazıları okumak o en değerli dakikaları doğru bir yaklaşımla değerlendirmenizi sağlıyor.. Dahası bu yaklaşım ile çocuk üzerinde oluşturduğunuz güven sayesinde ilkyardım anlarında size karşı koymadan talimatlarınızı yetine getirmeye hazır sakin bir çocuk buluyorsunuz karşınızda.. Çocuklu hayatta kazalardan kaçmak mümkün değil elbette ama tüm dileğim telafisi olan, sizin müdahalenizin yeterli olacağı küçük kazalar olsun hepsi..


Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...