13 Şubat 2014 Perşembe

Hastalıklardan Korunmak İçin..

Son zamanlarda ortalıkta kol gezen 2 yaygın virüs nedeniyle devrilip kalıyor herkes.. Bu hastalık ortamında dolanan küçük melekleri korumak için birkaç tavsiyem olacak.. En başta bağışıklık sistemini güçlü tutmak gerekiyor özellikle bu dönemlerde.. Kefir bu anlamda bizim vazgeçilmezimiz.. Yine pekmez ve kuru meyve ile zenginleştirilmiş narlı portakal suyu  ( bizim evdeki adı Atom) hergün bir öğünümüzde mutlaka yer alanlardan.. Sabahları ıhlamur, bal, limon çayıyla yapılan kahvaltılar da sürece desteği olanlanlardan.. Bunların yanında iyi beslenmek, eti yoğurdu sebzeyi gün içinde dengeli bir biçimde almak bünyeyi sağlam tutuyor.. Özellikle tavuk suyuna çorba içerdiği enzimler nedeniyle hastalık meyili olan vücuda müthiş bir kurtarıcı oluyor.. Yine belirtiyorum ki tavuğunuz organik olmalı bunun için.. Bu dönemde besleme desteğinin yanı sıra bebeğinizin temiz hava alması çok önemli.. Evi her gün iyi bir şekilde havalandırmak asla atlanmamalı.. Dışarıdan eve taşıdığınız virüslere bebeğinizi maruz bırakmamak için uzun süreli üstten yarım açılmış  pencere yerine tam açılmış pencere ile daha kısa süre evi havalandırmak çok daha iyi sonuç veriyor.. Bebeği yaz kış hergün dışarı çıkarmak, temiz hava almasını sağlamak yine çok önemli faktörlerden.. Dışarıda fırtına da kopsa "aman hasta oluruz çıkmayalım" demedik hiç bugüne kadar, sıkıca giyinip dışarısı nasıl olursa olursa temiz hava almasını sağladık hep, aynı zamanda her türlü hava koşuluna dirençli olmasını da.. Buluttan nem kapan bir ev çocuğu olmasından korktuğumuzdan her fırsatta dışarı attık kendimizi.. Hep açık havaya ama.. Alışveriş merkezlerine değil asla.. Kalabalık kapalı mekanlardan uzak durduk hep.. Çocuğu dışarı çıkarmaktan kastının alışveriş merkezine götüren anne babaları anlayamadım hiç.. O mağaza senin bu mağaza benim dolaşırken bebek arabasına mahkum edilen ya da mikrop kaynayan kapalı oyun parklarına götürülen bebeğe nasıl bir kötülük yapıldığının farkında olunmuyor maalesef.. Biz mecburi alışverişleri bile alternatif yollarla halletmeye çalıştık hep bugüne kadar, küçük prensesi o ortama sokmamak için.. Bebeğin temiz hava alabileceği, özgürlüğünü kısıtlamadan koşturabileceği yerlere attık hep kendimizi her fırsatta.. 15 ay boyunca yaz kış sıcak soğuk dağ tepe gezip hasta olmayan küçük prensesin ilk hastalık eğilimini bakan kişinin değişikliğine bağlı olarak dışarı çıkılamayan 3 günün sonunda olması dışarı çıkma konusunun ne  kadar önemli olduğunu hatırlattı bir kere daha.. Bol bol serum fizyolojik ve burun temizleme aparatı ile temizlenen burun, bol tavuk suyuna çorba, bol kefir, bol atom, bol dışarı çıkış, bol ev havalandırma, bol temiz hava, bol ıhlamur bal limon, bol bol emzirme ile antibiyotiksiz, ilaçsız süreci atlattık.. Son olarak paylaşmak istediğim mucizevi bir bilgi var ki, o da hasta olan bir annenin bebeğini emzirerek hastalıktan koruduğu.. Nasıl mı, anne bebek ilişkisi konusunda herşeyin kusursuz tasarlandığı bu mucizevi süreçte hastalık esnasında anne vücudunda oluşan antikorlar anne sütü ile bebeğe geçiyor ve bebeği hastalıktan koruyucu bir direnç oluşturuyor.. O nedenle hastaysanız ve de emziriyorsanız hiç korkmayın, bebeği direkt olarak koruma altına almış oluyorsunuz.. İnanılmaz değil mi.. Herşey düşünülmüş:)

Pişik Kremlerine Dikkat..


Bir bebeğin cildine iyi gelen bir marka diğer bir bebeğe iyi gelmeyebiliyor.. Çok ucuz bir krem bir bebekte çok iyi sonuç verirken bir diğeri için çok pahalı bir markadan sonuç bile alınamayabiliyor.. Burada önemli olan iyi marka kötü marka konusu değil, dikkat edilmesi gereken şey en ucuzda da en pahalıda da içeriğinde kansorejen bir bileşen içermemesi konusu.. Bu kansorejen kimyasalları daha önceki ıslak mendiller ve bebek kozmetiği ile ilgili yazılarımda detaylı olarak paylaşmıştım.. O nedenle tekrar detaya girmeden en çok kullanıldığını gözlemlediğim birkaç marka hakkında birşeyler yazacağım.. Pişik kremlerinde çinko içeriği ve paraben içermemesi konusu önemli.. Nivea pişik kremi yıllarca içeriğinde olan parabenleri çıkardığından dolayı artık kendini temize çıkarsa da kimyasal girdisi fazla ürünlerden.. Ciddi pişik vakalarında doktorlar tarafından verilen hametan ya da desitin gibi kremler ise paraben içeriği nedeniyle tavsiye etmediğim ürünlerden.. Yine doktorların önerdiği travazol, travogen gibi ürünler kortizon içeriği nedeniyle kullanılmadan önce düşünülmesi gereken ürünlerden.. Sudocrem BHA içeriği nedeniyle kullanılmaması gerekenlerden.. Bephantol pişik kremi ise ciddi vakalarda içeriği açısından kullanılabilecek ürünlerden.. Bunun yanında yine organik bazlı Melvita masum içerikli pişik kremlerinden.. Söylediğim gibi ciltten cilde etkisi değişebildiği için kullanıp memnun kalanların yanında bizim cildimizde çok etkili olamadığını söyleyebilirim.. Yine mustela pişik kremi bol kimyasal girdisi olan ama içeriğinde kansorejen bir kimyasala rastlamadığım kremlerden biri.. Organik pişik kremlerinden Töpfer içeriği nedeniyle benim gönlümü kazanan ürünlerden.. Gördüğüm en etkili ve tavsiye edeceğim ürünlerin başında geliyor.. Töpferin piyasadan çekildiği dönemde kullanıp çok memnun kaldığım son keşfim ise İpek Hanım Çiftliği Pişik kremi.. İçerik olarak yukarıdaki ürünlerin en doğalı..
Yukarıdaki markalar dışındaki ürünler için internet üzerinde içerik bilgisine ulaşamadığım ve kullanmadığımdan dolayı yorum yapamıyorum.. Ama nereden hangi marka alırsanız alın ister eczaneden ister herhangi bir marketten, mutlaka ama mutlaka içeriğini kontrol ederek alın..Islak Mendillere Dikkat ve Bebek kozmetigi alırken dikkat edilmesi gerekenler yazılarımda bahsettiğim kimyasallardan uzak durun.. Pişik kremlerini de öyle her alt açmada değil, pişik ile karşılaştığınız durumlarda kullanın sadece.. Özellikle bebeğin ilk günlerinde ve mümkünse devam edebildiğiniz kadar ısıtılarak asidi alınmış doğal zeytinyağı sürün.. Hem poposuna hem de cildine.. Pişik kremini evde kendiniz yapmanız da mümkün.. Eriteceğiniz balmumu ve zeytinyağını karıştırıp tamamen doğal içerikli pişik kremi hazırlamak mümkün.. Seçenek böylesine çokken tercih size kalmış, ben yukarıda çevremde en çok kullanıldığını gördüğüm markalar ile ilgili yorumlarımı paylaşmaya çalıştım.. Naçizane tavsiyem kansorejen bir girdi içermese bile bol kimyasal içerikli kozmetik markalarından mümkün olduğunca uzak durup, organik bazlı ya da doğal yöntemlerle elde edeceğiniz ürünler kullanmanız yönünde olacak..

9 Şubat 2014 Pazar

Günün Menüsü: Enerji Deposu Atom :)



Güçlü bir bağışıklık sistemi için kefir kadar faydasını gördüğüm iksir mahiyetinde bir formül paylaşacağım küçük gurmeler için.. Aynı zamanda enerji deposu olan bu karışımın bizim evdeki adı atom.. Her akşam meyve suyu gibi yemeğin yanında içiyoruz bir bardak.. Özellikle belirtmeliyim ki, hemen uyku öncesinde vermemekte fayda var yani bunu içtikten sonra uykuya kadar biraz zaman bırakmak lazım bebeğinize, yüklediği enerjiyi boşaltabilmeleri için :) Gelelim bu zengin içerikli tarife:
Sürahi tipi blendera elinizde mevsim meyvesi ne varsa ( muz, elma, armut, kırmızı erik, nar, portakal, mandalina ilave ediyorum ben sıklıkla) ekleyin..İstediğiniz meyveden istediğiniz kadar.. Narları tanelerini ayırıp küçük bir beze koyup suyunu sıkarak ekliyorum ben.. Diğer meyveler değişse de portakal ve nar sabit olarak her akşam ekleniyor.. Meyvelerden sonra biraz pekmez, biraz dövülmüş badem- ceviz karışımı, biraz kuşburnu marmelatı, biraz da kuru meyve püresi.. Ben kuru meyve püresini haftalık hazırlıyorum.. Dövülmüş badem ceviz karışımını da her daim elimin altında hazır bulunduruyorum.. Sonrasında yapmanız gereken  blender ın düğmesine basmak.. İşte iksir hazır.. Blender olarak tchibo ve arçelik marka blenderlarımı dönüşümlü olarak kullanıyorum ben.. Biz ara öğünlerde dişlerinin kaşıntısına da faydası olsun diye eline parça parça meyve versekte küçük prensesin, meyve yemeyen bir çocuğunuz varsa bu iyi bir meyve alternatifi olabilir.. Diğer taraftan özellikle virüs kaynaklı hastalıkların kol gezdiği bu kış günlerinde faydasını özellikle göreceğiniz müthişte bir seçenek aslında..Son olarak tavsiyem meyvelerinizin mutlaka organik pazarlardan olması yönünde olacak..
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...